Kazım Taşkent’in “Yaşadığım Günler” kitabında geziniyorum bugünlerde. İnsan psikolojisinin bu kadar deşilmediği ve bilinmediği günlerde insana ve hayata dair günlüklerinden gelen notlarını okumak iyi geldi. Tadımlık bir parçayı buraya alayım:
İnsanın dış görünüşü dökülmüş demir gibidir, çarparsa parçalanabilir.
Marifet, insanın iç dünyasının döğülmüş demir gibi olmasıdır; bütün vuruşlar onu sertleştirir, değerini arttırır.
Cesur insan bence tehlikelere karşı uyanık olandır, tehlikelere aldırmayan değil.
….
Başkasının sesini duymayan insana sağır denir. Asıl sağır olanlar, kendi seslerini duymayanlardır.
İnsan, öldükten sonra da başkalarının anılarında yaşayabildiği için, diğer canlılardan farklıdır; konuştuğu ve düşündüğü için değil.
İyi insan olmanın bence üç koşulu vardır. Önce iyilikle kötülüğü ayırmayı bileceksin. Sonra, iyilik yapmayı, kötülüğe karşı çıkmayı huy edineceksin. Üçüncüsü de, kendi iradeni kendin kullanacaksın.
Kaynak: Kazım Taşkent, “Yaşadığım Günler”, YKY.
Bir Cevap Yazın